Afşin 02 Nisan 2021, 10:26
Afşin, Kahramanmaraş ilinin bir ilçesidir. 1572 tarihinde Osmanlı Devleti egemenliğine giren Efsus, 02.08.1944 gün ve 4642 sayılı kanunla 1944 yılında ilçe merkezi olmuş ve Afşin adını almıştır.[2] Merkez, belde ve köyleriyle birlikte ilçenin nüfusu 2019 TÜİK verilerine göre 80.447'dir. Türkiye'nin en büyük termik santral kompleksi olan Afşin-Elbistan Termik Santrali Afşin'in Çoğulhan kasabasındadır. Bu santral Afşin ilçe sınırları içindedir. Fakat santralde işletilen kömürlerin bulunduğu havzalar Elbistan ilçesi sınırlarındadır.[3]
Yedi Uyurlar olarak da bilinen Ashab-ı Kehf mağarasının ilçede olduğu iddia edilmektedir.
Türkiye'nin önemli ozanlarından Aşık Mahzuni Şerif (Şerif Çırık), Aşık Yener (Hacı Yener), Aşık Mahsudi (Osman Dağlı) Aşık Erfani (Serkan Açıkgöz) ve şair Hayati Vasfi Taşyürek bu ilçede doğmuştur.
Tarihçe
Roma İmparatorluğu devrinde Arabissus veya daha yaygın kullanımıyla Arabissos adlarıyla anılan kentin belki imparator Gordianus (234-238) devrinde Urfa'dan göçen Arap aşiretleri tarafından iskân edilmiş olması olasılığı ileri sürülmüştür.[4] Kentin adı yazılı kaynaklarda en erken 4. yüzyılda görülür. 540 yıllarında imparator I. Justinianus tarafından oluşturulan Üçüncü Ermenistan eyaletinin yönetim merkezlerinden biri Arabissos'tur. 582-602 yıllarında imparator olan Maurikios aslen buralıdır. İmparatorun "esmeroğlu" anlamına gelen adı belki de doğduğu kentin etnik yapısına dair bir ipucu olabilir.
Arap coğrafyacı el-Baladhurî'nin Kitabu'l-Buldan adlı eserinde kentin adı ˤArebsûs olarak zikredilir. Türkçede 16. yüzyılda Dulkadiroğlu Beyliği döneminden itibaren kullanılan Yarpuz adı açıkça bu isimden türemiştir. Türkçe anlamı "naneye benzer bir kokulu ot" olan yarpuz adına benzerliği yakıştırmadır.
Arap kaynaklarında daha sık olarak görülen diğer isim el-Efsus'tur. Osmanlı kayıtlarında da bu isim kullanılmış ve kentin resmi adı 1944'e dek Efsus olagelmiştir. Bu isim, geç Bizans döneminde halk arasında kullanılan Ephesós adına işaret eder. Bu adın kaynağı hakkında bilgimiz yoktur. Ancak Batı Anadolu'daki Ephesos (Efes) gibi burada da Yedi Uyurlar efsanesinin hürmet görmesi, Hristiyanlık döneminde iki kenti birleştiren ortak bir dinî pratiğe işaret edebilir.
1071 Malazgirt Savaşı'ndan kısa bir süre sonra Afşin Bey adındaki bir Türk komutanının eliyle kentin zapt edildiği anlatılmaktadır. Ancak hakkında fazla bilgiye sahip olmadığımız Afşin Bey'in, zapt ettiği kentin adıyla lakaplandırılmış olması kuvvetle muhtemeldir. Yunanca Ephesós adının, Anadolu'daki pek çok yer adında olduğu gibi, Yunanca ismin nesne (akkuzatif) halinden Efsun veya Afşun biçimini almış olması gerektir. Tarsus > Tersun, Adrassós > Adrasan, Momoassós > Mamasun, Termessós > Tırmısın örneklerinde de aynı evrim görülür.[5]
Sevan Nişanyan'ın hazırladığı Türkiye yerleşim birimleri envanterine göre İmparator III. Gordianus (234-238) devrinde Urfa'dan göçen Arap aşiretleri Afşin'de iskân edilmiştir. Arabissos ismi bu vesileyle verilmiştir. Aslen Afşinli olan İmparator Maurikios'un (582-602) adı "Arapoğlu" anlamına gelir. Urfalı Mateos Vekayinamesinde 1076/77 olayları meyanında anılan Apşun adı Arabson > A(r)bşon biçiminden türemiştir, "ünlü Selçuklu komutanı Afşin" ile ilgili olması düşünülemez. Türkçe resmi belgelerde 1944'e dek kullanılan Efsus adı orijinal ismin Arapça yazımı, Yarpuz ise aynı adın yerel Türkmen ağzındaki biçimidir. Afşin adı Cumhuriyet döneminde verilmiş olup mitolojiktir.
Coğrafya
Denizden 1230 metre yükseklikte bulunan Afşin'de, karasal iklim hakim olup, ilçede zengin linyit yatakları vardır. Kahramanmaraş'a 150 km Elbistan'a 28 km Göksun'a 50 km uzaklıktadır. Ulaşım tamamen karayoluna dayalıdır. Bazı köylerinde Akdeniz iklimi yaşanır ama çoğunluk ve merkez karasal iklime dayalıdır.
Kültür
İlçe sınırlarındaki höyüklerden ayrı olarak merkez mahallede de eski yapılar vardır. Bunlardan birisi Ulucami olarak da bilinen Pir Ali Camii'dir. Danişmendliler döneminde Pir Ali oğlu Mehmed tarafından 1571 yılında inşa ettirilmiştir. Vakıf defterlerinde Efsus Köyü Mescidi diye geçen, Pir Ali ya da Turabioğlu Camii olarak da bilinen yapı cumhuriyet döneminden itibaren Ulucami adıyla anılmıştır. Günümüze sadece minaresi ve avlu kapısı özgün biçimde ulaşan ilk yapı 1979’da yıkılmış ve yerine betonarme bir cami inşa edilmiştir. Caminin gelir durumuyla ilgili ilk kayıtlara 17. yüzyılın sonlarında tutulan vakıf defterlerinde rastlanmaktadır. Bu kayıtlarda camiye ait belli giderlerin Ashab-ı Kehf Vakfı’ndan karşılanması gerektiği yönünde bilgiler vardır.[7]
Ekonomi
Ayrıca Afşin'de dünyanın en zengin bakır madenlerinden biri son yıllarda keşfedilmiştir. MTA kurumu, yaptığı incelemelerden sonra rezerv büyüklüğü 1 milyar tondan fazla olan bakır madeninin hüyüklü ve nadir bölgesinde tespit edildiğini bildirmiştir. Bakırın ton fiyatının 7 bin dolar civarı olduğu bilindiğine göre bu maden Türkiye'nin tüm borçlarını kapatıp fazlasını da sağlayacak zenginliktedir.[8] Bu maden ocağının daha önce rezerv bitti sanılarak terk edildiği anlaşılmış fakat sonradan MTA tarafından yapılan yeni araştırmalarla dünya üzerindeki en büyük madenlerden bir olduğu fark edilmiştir. Fakat henüz işletilmesi için bir çalışma görülmemektedir. Oysa burası Afşin ve Elbistan havzalarına kömürden daha çok gelir getirebilecek büyüklüktedir.[9]